ÇOCUK GELİŞİMİNDE   BÜTÜNSEL YAKLAŞIM

İlkay Çolapkulu

Fizyoterapist, Çocuk Nörogelişimi 

SEREBRAL PALSİDE 20 YILLIK DENEYİM

Bütünsel Sistematik Nörogelişim Kurucusu

 

BSN 

      ÇOCUK NÖROGELİŞİMİ VE REHABİLİTASYONU


        Bütünsel Yaklaşım ile Sistematik Terapiler

Bütünsel Sistematik Nörogelişim

Bütünsel Sistematik Nörogelişim çocuk rehabilitasyon alanında uygulanan “Düşünce - Duyu/Duygu - Hareket” döngüsünde birleştirici ve genişletici pozitif yönde ilerleyişi tetikleyen gelişimsel bir çocuk-aile yaşam ekolüdür.

Özel gereksinimli çocukların nörogelişimsel gelişimine, çocuk ve ailenin rehabilitasyon süreçlerine, çocukların toplumsal rol desteğine odaklanan bütünleştirici bir evrensel gelişim yaklaşımdır.

Çocuk Nörogelişimini bir sistemler bütünü olarak ifade eder ve bu alt sistemlerin birbiri ile uyumlu çalışması sonucunda gelişimin anlamlı bir sonuç ortaya koyabileceğini savunur.

Her çocuğun kendi bütünsel yapısının farklı olduğunu ve işleyen gelişimsel sistemlerinin dengesinin farklı olduğunu söyler.Bu nedenle standart, tekrarlı, güçlendirmeye yönelik egzersiz yaklaşımını doğru kabul etmez.

Her çocuğun, her anının yeniden değerlendirildiği, potansiyelinin arttırılması için desteklendiği ve bu potansiyelin fonksiyonelliğe dönüştürülmesi için yapılandırıldığı bir nörogelişimsel süreç kavramıdır...

ÇOCUKLARDA AGRESİF DAVRANIŞLARIN DUYU KÖKENLİ NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ÇOCUKLARDA AGRESİF DAVRANIŞLARIN DUYU KÖKENLİ NEDENLERİ VE  ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
ÇOCUKLARDA AGRESİF DAVRANIŞLARIN DUYU KÖKENLİ NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

ÇOCUKLARDA AGRESİF DAVRANIŞLARIN DUYU KÖKENLİ NEDENLERİ

                          VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Uyum sağlamak beynin en temel becerisidir ve bu beceri eğer oluşmakta zorlanıyorsa çocuğun duygusal varoluşunda stres açığa çıkar.

Stresin davranışlara yansıması ise bazı çocuklarda eylemlerin şiddetlenmesine neden olur.

Ağlamaların şiddetlenmesi ve uzaması, sıkça yer değiştirme isteği, etrafında ki eşyalara ve kişilere  şiddet uygulama dürtüsü, yüksek sesleri tercih etme, sakinleşmek için mekanik aletlere olan eğilim ya da ısırmak gibi etrafında ki yetişkinleri şaşkınlığa uğratan bir çok davranış ile karşılaşmak mümkün olabiliyor.

Duyular ve duygular birlikte oluşur ve davranışlara hükmederler.

Davranışlarda ki olumsuz yansımaların kök nedenleri duyu ve duygu dengesinin işletilemiyor olmasıdır. Hatta etrafında ki yetişkinlerin dahi duygusal dengesini bozabilecek ölçüde düzenlenemeyen karmaşıklığa sahip olabilir çocuklar.


Yetişkinlerin çoğu kez bu davranışları çocukların kasıtlı olarak yaptığına dair düşünceleri olabiliyor. Çünkü çocuklarının aynı zamanda zeka sorunu yaşamadığını da görüyorlar ve doğal olarak bunu çocuklarının bile isteye yaptığını düşünmekten başka tahmin edebilecek nedenleri kalmıyor. Çözüm olarakta aileler genellikle davranış eğitimlerine ya da bu davranışların indirekt olarak etkilediği öğrenme becerilerini dikte etmeye yöneliyorlar.

Çocukların yaşı ilerledikçe telaşta artar. Çünkü öğrenememe gibi bir risk olduğunu ve her şeyden geri kalacağını düşünmeye başlarlar. Bir süre sonra uyum sorunu görmezden gelinir ve öğretilere hız verilmek istenir ve bu öğretici baskı çocuklarda ki uyum sorununu daha da arttırır. Aileler kontrol edilemez bir davranış problemleri silsilesine artık alışarak ve kabullenerek eşlik ederler.


Yazının açılışını beynin uyum sağlama becerisi ile yaptım, yani beynin plastiklik özelliği.

Davranışlarda yaşanan tüm karmaşa ve eylemlerde ki sorunlar, çocuklar ile işbirliği yapılamıyor olmanın nedeni bu uyum/adaptasyon becerisinin olgunlaşamamsından ileri gelir.


Adaptasyan yeteneğinin gelişememesi, algılamanın genişleyememesi ile yakından ilişkilidir. Algı genişliği duyu tabanlı bir yapıdır. Duysal rezervin artmasına yönelik bir direnç var demektir. Bu direnç kırılmadan duyu girdilerinin çeşitlenmesine izin vermez çocuklar. Çeşitli kombinasyonlar yaratamayan duyular algılamayı daraltır ve sonucunda anlamlandırma sınırandırılır. Sınırlanan anlamlandırma bilgi depolanmasının da önünde bir engel oluşturur. Görünürde ki en büyük sonuç öğrenemeyen ve gelişimde geri kalan çocukluk evresi olur.


Bir zeka problemi olmamasına rağmen uyum sorununun yarattığı komplike bir karmaşıklık hem çocukları hem aileleri çok ciddi bir şekilde yorar. Çünkü bireysel uyumlanamama arkasından sosyal ve toplumsal uyumlanamamayı da getirir.


Böylesi çocukluk hikayelerinde çocukların ihtiyacı olan kendilerine bir şeyler öğretilmesi değildir.

Kendilerinin devamlı sakinleştirilmesi ya da aynı sıralı tekrarlı işlerle hipnotize edilmesi hiç değildir.


Çocukların yardıma ihtiyaç duyduğu en temel alan uyumlanabilme desteğidir.

Duysal kombinasyonların Onların alabileceği forma sokularak çocuklara verilmesi gerekir.


Salıncağı seven çocuğun devamlı salıncakta sallanması duysal kombinasyonu arttırmaz.

Salıncağı seven, elmayı sevmeyen, kaydırağı merak eden çocuğun oyun alanına kaydıraktan kayan elmanın kurgusu verilmelidir. Meraklar, ilgiler, hoşlantılar ve hoşlanılmayanlar çocuğun tolerasyon sınırında ki duysal kombinasyon ile doğru iletişim taktikleri platformunda deneyimlemesi sağlanmalıdır.


Yaratıcı eylemler bu süreçte adaptasyonu en ççok genişleten yaklaşımlardır. Sıralı, planlı öğrenilmiş sıkça tekrar edilen kurgular çocuk tarafından ezberlenmiştir. Biraz sonra ne olacağını bilen çocuk herhangi bir adaptasyon geliştirmeye ihtiyaç duymaz.

Adaptasyon doğaçlama süreçte gelişir. Biraz sonra ne olacağı tahmin edilemeyen sürprizlere olan cevaplar ile gelişir uyum. Değişkenliğe olan iştirak uyumu artırır. Değişkenlik yoksa uyum yoktur. Sadece ezberlenmiş sıra takibi vardır.


Uyumlanmaya verilecek destek o anda cevaplarda doğan sonuçlara göre yönetilir. Önceden bilinmez, önceden planlanmaz.


Uyum desteği verecek yetişkinlerin sakin, gözlemci, yaratıcı ve sabırlı olması gerekir.


Uyum desteği bir öğreti içermez. Uyum desteği ortamda yaşanan duysal deneyimlere aynı anda birliktelik içerir. Çocuk için de yetişkin için de yşananlar o anda doğan sürprizlerdir.


Uyum desteği bir esneklik teşkil etmelidir. Esnekliğinizin ölçüsü uyum desteğinizin ölçüsünü belirleyecektir.


Yaşam anının içine öğretmek değil, görev değil, sizin için de yeni bir uyumlanma ve esneme halinin deneyimi için yerleşirseniz eğer başarılı olabilirsiniz…

İlkay Çolapkulu

Bütünsel S. N. Yaklaşım Kurucusu

Bu içeriği paylaşın :

BSN İletişim Bilgileri

İletişim Formu


Nörogelişimsel süreçte oluşturulacak desteklenme stratejisi için bizler ile iletişime geçebilirsiniz...

ÇOCUKLARDA AGRESİF DAVRANIŞLARIN DUYU KÖKENLİ NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İnternet sitemizdeki deneyimlerinizi arttırabilmek ve kişiselleştirilmiş deneyim sunabilmek için çerezler kullanıyoruz.


Özelleştir Kabul et

Çerez Tercihleri

Çerezlerin kategorilerine göre seçimler.


Tercihi kaydet Tümünü kabul et


Daha detaylı bilgi : Çerezler Hakkında