ÇOCUK GELİŞİMİNDE   BÜTÜNSEL YAKLAŞIM

İlkay Çolapkulu

Fizyoterapist, Çocuk Nörogelişimi 

SEREBRAL PALSİDE 20 YILLIK DENEYİM

Bütünsel Sistematik Nörogelişim Kurucusu

 

BSN 

      ÇOCUK NÖROGELİŞİMİ VE REHABİLİTASYONU


        Bütünsel Yaklaşım ile Sistematik Terapiler

Bütünsel Sistematik Nörogelişim

Bütünsel Sistematik Nörogelişim çocuk rehabilitasyon alanında uygulanan “Düşünce - Duyu/Duygu - Hareket” döngüsünde birleştirici ve genişletici pozitif yönde ilerleyişi tetikleyen gelişimsel bir çocuk-aile yaşam ekolüdür.

Özel gereksinimli çocukların nörogelişimsel gelişimine, çocuk ve ailenin rehabilitasyon süreçlerine, çocukların toplumsal rol desteğine odaklanan bütünleştirici bir evrensel gelişim yaklaşımdır.

Çocuk Nörogelişimini bir sistemler bütünü olarak ifade eder ve bu alt sistemlerin birbiri ile uyumlu çalışması sonucunda gelişimin anlamlı bir sonuç ortaya koyabileceğini savunur.

Her çocuğun kendi bütünsel yapısının farklı olduğunu ve işleyen gelişimsel sistemlerinin dengesinin farklı olduğunu söyler.Bu nedenle standart, tekrarlı, güçlendirmeye yönelik egzersiz yaklaşımını doğru kabul etmez.

Her çocuğun, her anının yeniden değerlendirildiği, potansiyelinin arttırılması için desteklendiği ve bu potansiyelin fonksiyonelliğe dönüştürülmesi için yapılandırıldığı bir nörogelişimsel süreç kavramıdır...

DAHA İYİ BEYİNLER GELİŞTİRMEK İÇİN

DAHA İYİ BEYİNLER GELİŞTİRMEK İÇİN

DAHA İYİ BEYİNLER GELİŞTİRMEK İÇİN

Dr. Nancy C. Andreasen


Beyinlerimizi daha iyi nasıl geliştirebileciğimizi anlamak istiyorsak, beynin ne şekilde geliştiğini ve yaşam boyunca nasıl büyüyp değişmeye devam ettiğini de anlamak zorundayız.


Süreç gebeliğin ikinci ya a üçüncü ayında başlar.Doğum öncesi gelişim esas olan anneden gelen 23 ve babadan gelen 23 kromozomun birleşerek oluşturduğu “genetik proje” tarafından sağlanır. Hepimizin genetik projesi kendine özgüdür.Zihin ve beynimizin tekilliğini ( belirli tatları alabilme, matematik ya da şiire yetenekli olma ya da belki yaratıcı düşünmeye karşı doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olma) bir yere kadar, bu genetik özgünlüğe borçluyuz.


Bu genetik olarak düzenlenmiş proje beynin hamilelik boyunca nasıl gelişeceğine dair genel bir plan içerir.İlk olarak, sinir hücreleri beyin denemeyecek kadar ilkel bir organın ortasında küçük bir nöral tabaka oluşturur.Daha sonra, bu hücreler dışarıya doğru göç etmeye başlar ve zamanla dizilerek serebral korteksi oluşturur.Serebral kortekste yaklaşık 100 milyar nöron vardır.Bu 100 milyar nöronun üretilmesi ve kendi yerlerini bulmak üzere yola çıkarılması işinin karmaşıklığını hayal edebilmek bile zordur. Nöronal göç olarak bilinen bu mucizevi görevi gerçekleştirirken, nöronların doğru yeri bulabilmek için, glia olarak bilinen rehber hücrelerce daha önceden belirlenmiş bir yol izlerler. “Glial bir tek ray üstünde ilerlediklerini” ilk keşfeden ise Yale Üniversitesi’nden nörobilimci Pasko Rakic olmuştur.100 milyon nöron doğru yerlere ulaşmayı ve sonunda altı düzenli tabaka halinde dizilebilmeyi, bu yol sayesinde başarır.


Nöronlar korteksi oluştururken, beyin de nörobilimde akson formasyonu, dentritik proliferasyon ve sinaptogenez olarak bilinen süreçler eşliğinde kendi “kablo hattını” döşemeye başlar.Kabloların doğru şekilde döşenmesi debir başka hayal edilmesi güç görevdir.


İnsan beyninin evrendeki en incelikli kendini örgütleyen sistem olmasını sağlayan karmaşık ağlar sistemi, bebek henüz ana rahmindeyken şekillenmeye başlar.

Yeni yerleşen nöronlar hem kendi mikroskobik çevrelerinde,hem de daha büyük ve makroskobik düzeylerde çalışan uzak bölgelerle bağlantılar oluşturmaya başlarlar( BSN’de bahsedilen mikro ve makro temelinin nörobilimsel dayanak noktalarından biri/ İ.Çolapkulu).


100 milyar nörondan her biri, aksonlar (beynin kabloları) uztıp, aksonların ucundaki büyüme konisi olarak bilinen hassas duyargalarını kullanarak, yaklaşık 1000 hedef hücreye “uzanmak ve dokunmak” zorundadır. Berkeley’den nörobilimci Corey Goodman ve diğerleirinin çalışmaları sayesinde, uzanıp dokunan aksonların, çekici ve itici güçler yaratarak doğru yerlere ulaşmalarını ve bağlantıların doğru şekilde yapılmasına olanak tanıyan bir grup kimyasal madde tarafından yönlendirildiğini artık biliyoruz.Dentritler çıkmaya, sinaps oluşmaya, bu süreçler işlerken, beyin de büyümeye ve hacim olarak genişlemeye başlar.


Rahimde geçen yedinci aya gelindiğinde, artık gerçek bir insan beyni gibi görünmeye başlamıştır.


Nöronların nereye yerleştiği ve birbirlerine ne şekilde bağlandığına bağlı olarak, aynı zamanda farklı işlevlerde uzmanlaşmış bölgelere ayrışmaya başlarlar.Bunun nedeni, bebeğin doğumdan sonra gerekli olan çeşitli işlevleri yerine getirmeyi öğrenebilmesidir: Görmek, duymak, koku almak, vücudunu hareket ettirmek gibi, beyin sayesinde yapabildiğimiz tüm diğe işlevler.


İnsanın bebekken neredeyse tamamıyla yardıma muhtaç olmasının da ortaya koydduğu gibi, cenin olarak başlayan beynin olgunlaşması doğum zamanı geldiğinde hala çok ilkel bir düzeydedir.İnsan beyninin olgunlaşması çok uzun bir süreçte gerçekleşir.Doğumdan sonra sürdüğü gibi, ergenlik ve hatta yetişkinliğin ilk yıllarına kadar devam eder.Bu süre boyunca, kablo hattını döşemeye devam ederken nöronlar hem yakın hem uzak bölgelerle bağlantı kurabilmek için gittikçe daha fazla sinaps üretir.


Yeni doğmuş bir bebeğin emeklemesini, yürümesini, konuşmasını sağlayan sürecin ne olduğunu merak ettiyseniz.İşte bu, döşenmeye sürekli devam eden “kablo hattıdır”.


Çocukluk ve erken ergenlik boyunca, bu bağlantılar aslında gereğinden fazla büyür.Aynı bir bahçıvanın birçok tohum ekip daha sonra körpe bitkilerden en dayanıklılarını seçmesi ve diğerlerini yıklaması gibi, beyin de gereğinden daha fazla bağlantı -spina ve snaps- yaratır.Ergenliğin son, yetişkinliğin ilk yılları boyunca, “budama” olarak bilinen bir süreç gerçekleşir ve beynin daha etkili, verimli ve olgun bir şekilde çalışması için fazladan bağlantılar kesilip ayıklanır.Sizin hırçın yeniyetmenin hoş bir yetişkine dönüşmesinin nedenini merak ettiyseniz, işte büyük olasılıkla aşırı yüklü ve budanmamış beyninin sonunda güzelce temizlenmiş olmasıdır.


Yeni doğmuş bebek oksijen solunan dünyaya çıkıp ilk çığlığını attığında, beyni tamamen yeni bir dizi zorlukla karşılaşır.Ana rahmindeyken beynin gelişimini o denli etkili yürüten genetik proje, artık yetkisini genetik olmayan bir dizi güçle paylaşmak zorundadır.

Doğa çevreye boyun eğmelidir.Bu boyun eğiş beynin plastikliği sayesinde olur.

Beynin plastikliği önemli bir kavramdır.Beyinlerimizi daha iyi geliştirmede kilit bir araçtır.

Bu içeriği paylaşın :

BSN İletişim Bilgileri

İletişim Formu


Nörogelişimsel süreçte oluşturulacak desteklenme stratejisi için bizler ile iletişime geçebilirsiniz...

DAHA İYİ BEYİNLER GELİŞTİRMEK İÇİN

İnternet sitemizdeki deneyimlerinizi arttırabilmek ve kişiselleştirilmiş deneyim sunabilmek için çerezler kullanıyoruz.


Özelleştir Kabul et

Çerez Tercihleri

Çerezlerin kategorilerine göre seçimler.


Tercihi kaydet Tümünü kabul et


Daha detaylı bilgi : Çerezler Hakkında